İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Fakirane

Çelebinin Adımları – Hamza Eren Sarıçam

Kapının yanında öylece duran paslı kör baltayı kaptığı gibi tahta kapıya geçirdi Yadigâr. İçeridekiler ne olduğunu anlayamamıştı. Telaşla ayağa fırladı Hasan. Tek göz pencerenin müsaade ettiği kadar aydınlanan tek odalı kerpiç ev Yadigâr’ın indirdiği her balta darbesiyle temelinden sallanıyordu sanki. Hasan ile beraber diğerleri de kalkmış, önce ne olduğunu anlayamasalar da baltanın kapıyı yarı yarıya indirdiğini fark edince korkularını yenen merakları sayesinde kapının parçalanmış aralıklarından dışarıda ne olduğunu anlamak için kafalarını uzattılar, 

“Kimdir o? Sen misin Yadigâr?” diyerek çömeldiği yerden doğrularak Hasan “Sarhoş musun yoksa dellendin mi? Güzelim kapıya ne edersin böyle kardeşim?” koskoca adam çığlık atarak “Ne oluyor ula? Kendine mukayyet ol!”  

Yadigâr hiç oralı değildi. Gözbebekleri yerinden fırlayacak gibi açılmış, hiç duraksamadan kapıyı alaşağı etmeye devam ediyordu. Hasan ve yanındakiler bir terslik olduğunu anlamıştı fakat kaçacak bir yerleri de yoktu. Odanın tek penceresi ancak bir çocuğun geçeceği büyüklükteydi.