İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Miyuların En Tuhaf Kedisi: Telaşlı Bir Haberci – Yunus Meşe

Cılız Serçe, karanlık meclisteki toplantı boyunca nefesini tuttu. Küçücük yüreği korku ile çarpıp duruyordu. Heyecanını, korkusunu yenmeyi başardı. Bunu Tifo’ya borçluydu. Tifo, yuvadan düşen yavrusunu diğer kedilere yem olmaktan kurtarmıştı. İlk karşılaşmalarıydı. Yavrusunu Tifo’nun ağzında görünce yüreğinde bir çığ kopmuştu. Onun dikkatini çekmek için kendisini yerlere atmış, yaralanmış taklidi yapmıştı. Tifo başını bile çevirmemişti. Ağzındaki yavruyla ağaca tırmanmaya başlamıştı. Cılız Serçe tam o anda anlamıştı olan biteni. Tifo yavrusunu yemeyi düşünmüyordu. Onu yuvasına koymak için ağzına almıştı. Yine de o bir kediydi. Telaş içerisinde izlemişti bütün adımlarını. Yavru yuvaya kavuşup çığlık çığlığa Cılız Serçe’yi çağırmaya başlayınca ferahladı. Bir serçe ömrü boyunca o anı unutamayacağını biliyordu.

Tifo zor durumdaydı ve Cılız Serçe ona yardım etme fırsatını yakalamıştı. Korkunç kedilere yem olma tehlikesini göze alarak toplantıyı başından sonuna kadar izledi. Meclis dağılınca tedirgin kanatlarını rüzgâra bırakıp uzaklaştı. Güvende olduğundan emin olana kadar uçtu. Sonrasında çöplüğe yöneldi. Bütün gücünü kullanarak uçtu.

Çöplüğe ulaştığında birkaç metre daha uçacak dermanı kalmamıştı. Kumaş yuvanın tepesine kondu. “Seni öldürecekler Tifo. Seni öldürecekler Tifo,” diye bağırmaya başladı. O kadar yorgundu ki sesini kendisinden başka duyan olmadı. Biraz soluklanıp gücünü topladıktan sonra daha yüksek sesle öttü. “Seni öldürecekler Tifo. Seni öldürecekler Tifo.” Tifo, Cılız Serçe’nin sesini tanımıştı. Yuvadan çıkıp ona baktı. “Korkma Cılız Serçe,” dedi. “Bunu zaten bekliyorduk.” Tifo’nun cesur duruşu serçenin korkusunu alıp götürdü. Mecliste konuşulan her şeyi anlattı Tifo’ya. Kedilerin gizli toplanma yerlerini biliyordu. “Senin habercin olmak istiyorum,” dedi. “Gizli saklı konuşulan her şey önce benim kulaklarımda sonra senin kulaklarında olacak,” dedi. Yuvasına dönmek için uçmaya hazırlanırken Tifo’nun arkasındaki Kızılkafa’yı gördü. “Tifo! Tam arkandalar. Dikkat et” diye bağırdı korkuyla. Tifo arkasına döndü. Kızılkafa ile göz göze geldiler.

“Benden korkmanız için bir sebep yok,” dedi Kızılkafa. “Buraya Tifo’ya ya da arkadaşlarına zarar vermek için gelmedim.” Yalanmayı bırakıp Tifo’nun gözlerine baktı. “Seni uyarmak için geldim,” dedi. “Sebebi ne olursa olsun bir kedi diğer bir kedinin canına kast edemez. Senden taraf değilim ama sana karşı da değilim.”

Miyavlamasını bitirdikten sonra bir kere daha yalandı. Tüylerini kabarttı. Geldiği yöne doğru gidip gözden kayboldu. Tifo, Güneş’e dönüp “Aramızda hala onurlu kediler var,” dedi. “Öyle ama şimdilik bir tane ve bizim tarafımızda değil. Ne yapacağız?” diye cevapladı Güneş Tifo’yu. Tifo, “Daha kalabalık ve güçlü dönmek için gideceğiz,” dedi. “Görmek, vedalaşmak istediğin kediler varsa gidebilirsin. Gün batmadan ardıç ağacının altında buluşalım.”

Güneş, kuytulardan gölgelere sığınıp duvar diplerinden çatı oluklarına gizlenerek yuvasına gitti. Onu abisi karşıladı. Kuleye götürenlerden biriydi. Korkunç bir hırıltı yükseldi boğazından. Güneş, abisinin nefretini görebiliyordu. Umursamadı. Kendisi kadar öfkeli olamazdı hiç kimse. Sakince, “Annemi görmek istiyorum,” dedi. “Burada seni görmek isteyen kimse yok,” diye miyavladı abisi. Güneş diretti. Abisi, “Tifo’nun arkasından gitmeye karar verdiğin gün seni unuttuk,” diye miyavladı bir kere daha. Güçlü ve keskin tırnaklarını çıkardı. Sırtını dikleştirdi. Bir kere daha yuvaya doğru baktı Güneş. Yuvada yaşam belirtisi yoktu neredeyse. Kendisini duyduklarını biliyordu Güneş, yüksek sesle, “Evinizin kara lekesi olmayacağım artık,” dedi. Döndü. O kapı sonsuza kadar kapanmıştı. Kimseye görünmemeye çalışarak buluşma yerine geldi. Beklemeye başladı. Önünde uzun saatler vardı. Güneş beklemeyi bütün kedilerden daha iyi öğrenmişti. Tifo gelene kadar ardıç ağacının altında kıpırdamadan bekledi. Gelecekteki uzun ve karanlık günleri düşünüyordu.

Tifo ardıç ağacının altına geldi. Güneş ona yuvada yaşadıklarını anlattı. Gördüğü öfkeden, anne ve babasının kendisini duymalarına rağmen yokmuş gibi davranmalarından bahsetti. Yüreğinin bir yerinden derin bir kırgınlık vardı. Tifo, gözlerini Güneş’e dikip “Madde 2: Her kedi sevgi ve güvenlik ortamında yetişmelidir,” Dedi. Güneş tekrarladı usulca.

Tifo başını kaldırıp güneşin battığı yöne baktı. Yürüdü.

Yarını belirsiz bir yürüyüşün ilk adımlarını attılar.

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir